Ünlü Fotoğrafçılar Serisi: ROBERT CAPA

Tarih boyunca hatırlanacak kişilikler vardır. Fotoğraf konusunda da unutmayacak isimlerden birsi olan Robert Capa’dan bahsedeceğiz.  Yazımızda Robert Capa kimdir, Fotoğrafa nasıl katkı vermiştir, ne tür fotoğraflar çekmiştir, elimizin yazdığınca açıklayacağız.

Robert Capa Kimdir?

Robert Capa

1913 yılında Macaristan’ın başkenti Budapeşte’de Yahudi bir ailenin çocuğu olarak dünyaya gelir. Asıl adı Andrei Friedmann’dır. Gençlik yıllarlında Sosyalist guruplarla gezmiş ve Onlardan ilham alır. 1930 yılında 18li yaşlarında ülkesindeki baskılara daha fazla dayanamaz ve Önce Almanya’ya ve ardından Fransa’ya geçmeye karar verir. Almanya’da iken bir arkadaşının kamerasını çok beğenir. Bu Analog fotoğraf makinesini ödünç alır. Bu kamera onun hayata bakışını değiştirecektir ve fotoğrafa olan ilgisini keşfetmesine enden olacaktır. Bu fotoğraf makinesi ile fotoğrafa merak başlar. İlk fotoğraf derslerini de burada alır.

Bu fotoğraf Capa nın Tanınırlığını arttırmıştır

Fotoğraf Konusunda kendisini sürekli geliştirir. Karanlık odayı artık ikinci evi bilemeye başlamıştır. Yayın evlerine iş yapmaya çalışır. Bu sıralarda ilk fotoğrafı yayınlanır. Bu fotoğraf 1932 yılında Kopenhag’da Troçki’yi Rus Devrimi’nin anlamı üzerine konuşurken çektiği karedir. Bu kare onun Ünlenmesinde Önemli rol oynamıştır. Hitlerin Egemenliği Almanya’ya yayılınca yine yola düşer ve Fransa’ya ulaşır.

Fransa’da fotoğrafçılık yaparak para kazanmaya başlar. Fakat işler istediği gibi kolay değildir; Zorluk çeker. Pazarlama için de bir hile düşünmüştür. Çektiği fotoğrafları Bir Amerikalının Fotoğrafları diyerek iyi fiyatlara Pazarlamaya başlar. Robert Capa adını da bu sıralar alacaktır. Almanya’da Tanıştığı ve Onunla Fransa’ya da gelen Sevgilisi Gerda özellikle pazarlama konusunda çok iyidir. İlerleyen zamanlarda bu hilesi anlaşılsa da fotoğraflarına talep azla azalmaz. Aksine bu hile onu daha da tanınır hale getirir. Artık Fransa da ileri gelen Foto muhabirler bu genç Çakma Amerikalıyı tanıyordur.

Robert Capa Hayatı boyunca 5 büyük savaşa katılacaktır. Kendisini ifade edebilecek farklı bir alan açmıştır kendine: Savaş Fotoğrafçılığı. İlk Katıldığı savaş ispanya iç savışıdır. Çektiği bazı fotoğraflar ünlü Life dergisinde yayımlanır. Bu Capa’yı daha da ünlü yapacaktır. Fakat Capa’yı bu savaş sırasında üzen olaylarda yaşanmaktadır. Savaşın acımasızlığını görmesinin yanı sıra genç sevgilisi Gerda Taro’yu da bu savaşta kaybeder.

Robert Capa ve Düşen Asker Fotoğrafı

Capa’nın vurulan asker ya da düşen meşhur asker fotoğrafı

1936 yılının 5 Eylülünde Cordoba cephesinde Düşen Asker fotoğrafıdır Life dergisinde yayınlanan. O günlerde tartışıldığı gibi hala tartışılmaya devam edilen ve sahiciliği sahiden sorgulanan Vurulup Düşen Asker fotoğrafı. Belki de hiç kimse ‘AN’ı o zaman kadar Robert Capa’nın ölüm anı fotoğrafı gibi sergileyememiştir. Fotoğrafta askerin vurulma anını tüm dramı ve çıplaklığı ile yansıtmış ve o an fotoğrafçılığının da vazgeçilmelerinden olmuştur.

Capa savaş, çatışma ve askerleri fotoğraflarken bir yandan da savaşın gerisindeki acıya şahitlik eder. Bu konuları da dramatik bir şekilde ele alır. Öksüz kalan çıplak ayaklı çocukları kadrajına alır; gözü yaşlı kadıları da esirgemez. İşte savaş meydanlarındaki bu çabalarından dolayı 1938 yılında İngiliz dergisi Picture Post onu dünyanın en ünlü savaş fotoğrafçısı ilan eder.

Robert Capa Ve Savaş Fotoğrafçılığı

Bu yıllarda Çin Japon Savaşı da başlamıştı ve Capa tekrar fotoğraf makinesi ile savaş meydanlarında boy göstermeye başlamıştır. Çin’de çektiği Çocuk asker fotoğrafı da dünya genelinde çokça ses getirmiştir. 1939 yılında Amerika’ya geçmiş ve Hollywood’a yakınlaşmıştır. Önemli yönetmenlerle tanışmıştır. Bu yakınlaşmadaki öncü muhakkak Robert Capa’nın yeni sevgilisi İngrid Bergman başkası değildir. Zaten daha sonraları da 1945 yılından itibaren de Amerika’da yaşayacaktır.

Robert Capa 1940 yılında patlak veren 2. Dünya savaşında da birçok cephede fotoğraf çekmeye devam eder. Artık tüm dünya onu tanımaktadır. Birçok uluslar arası dergi ve gazete onunla çalışmak istemektedir. Kendisi Şunu çok iyi bilmektedir ki; fotoğrafı kaçırmak istemiyorsa cephede savaşın sıcak yüzüne karşı olmak zorundadır. Bu konudaki ilkesini, Eğer fotoğrafların yeterince iyi değilse, yeterince yakın değilsindir” sözleri ile açıklayacaktır.

Normandiya çıkarmasında Life dergisi için savaş alanlarındadır bu sefer. 106 adet fotoğraf çekmiş ve dergiye yollamıştır. Fakat acemi dergi çalışanları fotoğrafları nasıl etmişlerse yakarlar. Sadece 11 adet fotoğraf kurtarılır ve onlarda iyi durumda değildir. Bunun üzerine Life dergisi suçu Capa’nın üzerine bırakmak ister. İşte bu olay sonunda belki de yıllarca savaş alanlarında hüznü tatmış birinden beklenmeyecek şu sözleri sarf eder. ‘Hayatımda ilk kez birilerini öldürmek istedim!’

2.Dünya savaşının bitiminden sonra 1947 yılında New York’ta Henry Carteer Bresson, David Seymour Chim ve George Roger ile beraber Magnum Photos’u kurarlar. Magnum Photos bağımsız bir fotoğraf ajansıdır. Capa budan sonraki birkaç yılını genç fotoğrafçılara harcayacaktır. Genç foto muhabirler Robert Capa’yı heyecanlandırmaktadır. New York, Londra, Tokyo ve Paris’te da şube açarlar ve Capa bir müddet Amerika Fransa arası mekik dokur.

Capa Türkiye ‘de

1946 yılında Türkiye’ye de gelir Capa. Yaklaşık 2 ay kadar kalacaktır Ülkemizde. Aralık 1946 ve şubat 1947 yılları arasında başta İstanbul olmak üzere bir çok il gezer. Dönemin Cumhurbaşkanı İsmet İnönü’yü de kadrajına almıştır. Burada olduğu zaman boyunca karşısına engel çıkartılmaya çalışıldığından da bahseder. Fakat Bergman’a yazdığı mektubunda ‘’Yeniden bir gazeteci oldum, çok da iyi oldu. Tuhaf otellerde kalıyorum, geceleri okuyorum ve ülkenin sorunlarını kısa sürede kavramaya çabalıyorum. Düşünce üretmek ve kendi başıma kalmak iyi geliyor.’’  Robert Capa sözleri yazarak memnuniyetini de dile getirmiştir.

Robert Capa’ın kamerasına birçok isim de takılmıştır. Hollywood sinemasının meşhurlarını, ressamları, yönetmenleri ve daha birçok iş kolundan ünlüleri fotoğraflamıştır. Kadrajına aldığı bazı ünlüler şunlardır: Picasso, Matisse, Hemingway, Bresson, Steinbeck… Capa sadece ünlüleri fotoğraflamakla kalmamış ayrıca yaşam tarzı ile de filmlere konu olmuştur. Örneğin Hitchcoock ‘Arka Pencere’ filminde Capa ile Bergman’ın aşklarını çekmiş, Steven Spielberg ‘Er Rayn’ı Kurtarmak’ filminin giriş kısmını Capa’nın fotoğraflarını kullanarak kurgulamıştır.    

Robert Capa’nın hayatının azımsanmayacak bir kısmı muhabere meydanlarında geçmiştir. Birçok katliama, ölüme, ızdıraba şahit olmuştur. Çok tehlikeli olduğunu bildiği halde savaş muhabirliğinden de vazgeçemeyecektir. Belli ki savaş fotoğrafçılığında onu çeken bir şeyler vardır. Ve hayatı da henüz daha 40 yaşında iken yine savaş meydanında son bulacaktır. Vietnam’da bir çıkarma sırasında askerlerle birlikte hareket ederken bir mayına basması sonucunda hayta gözlerini yumar. Bu ölümü sonucunda hafızlarda kalacak en güzel sözü: ‘‘Bir savaş fotoğrafçısı olarak hayatımın sonuna kadar işsiz kalmayı isterdim’’ olacaktır.

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu